Antikacılık, geçmişle bugünü birleştiren özel bir hobi olmanın ötesinde, tarihin izlerini günümüze taşıyan bir sanattır. Uzun yıllardır bu sanatı icra eden Yılmaz Usta, 44 yıllık antikacılık kariyeri boyunca birçok tarihi eser toplamış ve bu süreçte özellikle gramofonlara olan sevgisiyle dikkat çekmiştir. Yılmaz Usta, antikacılığın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir tutku olduğuna inanan nadir isimlerden biridir.
Yılmaz Usta, gramofonları sadece eski müzik aletleri olarak görmüyor. Her bir gramofon, onun için bir zaman yolculuğu, bir hatıra ve geçmişin canlı bir parçası anlamına geliyor. Antikacılık serüvenine Tesla'nın gramofonunu gördüğünde başladığını ifade ediyor. Bu ilk deneyimi, ona her gramofonun benzersiz bir hikaye taşıdığını öğretmiş. Usta, “Her gramofonun ardında bir müzisyen, bir sanatçı ve bir dinleyici var. Onların hikayesini yaşatmak benim için çok önemli” diyor.
Bu tutku onu, yıllar içinde birçok gramofon bulmaya ve kurtarmaya yönlendirmiş. Eski müzik aletlerinin restore edilmesi, tarihsel değerinin korunması ve yenilikçi bir şekilde sunulması, onun işinin merkezinde yer alıyor. Yılmaz Usta’nın dükkanında dolaşırken, her köşede farklı bir döneme ait gramofon bulmak mümkün. Sadece estetik olarak değil, müzikal olarak da keyif veren bu aletler, geçmişin sıcaklığını yansıtıyor.
Yılmaz Usta, antikacılığın sadece geçmişte kalmadığını, aynı zamanda geleceği de şekillendiren bir alan olduğunu savunuyor. Günümüz teknolojisinin etkisiyle birlikte, eski müzik aletlerinin nasıl daha fazla insanla buluşabileceği üzerine çeşitli projeler geliştiriyor. Gramofonların restorasyonu sırasında, Usta geleneksel yöntemlerin yanı sıra modern teknolojileri de kullanarak eserleri daha dayanıklı hale getirmeye çalışıyor. Bu süreç, onun için hem yaratıcı bir meydan okuma hem de antik değerlerin korunmasında önemli bir adım.
“Teknolojiyi kullanarak antikayı yeniden hayata geçirmek, benim için bir sorumluluk” diyor Yılmaz Usta. Bu yaklaşımı, onu diğer antikacılardan ayıran temel unsurlardan biri. Sadece satış odaklı bir iş modeli izlemeyip, müşterileriyle birlikte antikaların değerini anlamalarını sağlıyor. Usta, gramofon meraklıları için düzenlediği atölyelerde, katılımcılara gramofonların işlevselliği ve tarihçesi hakkında bilgiler veriyor; bu sayede müziğin ve geçmişin güzelliklerini yeniden keşfetmelerini sağlıyor.
Yılmaz Usta'nın koleksiyonu, sadece Türkiye'de değil, uluslararası düzeyde de ilgi görüyor. Yılda birkaç kez katıldığı antika fuarları ve sergiler, onun işine duyduğu tutkuyu bu platformlarda paylaştığı zamanlar oluyor. Burada hem koleksiyonerlerle hem de geçmişe meraklı insanlarla tanışarak tecrübelerini paylaşıyor. Antikaların değeri zamanla artarken, Usta’nın sunduğu gramofonlar ve diğer eserler, sanatseverler için büyük bir ilgi çekiyor.
Sonuç olarak, Yılmaz Usta’nın 44 yıllık antikacılık yolculuğunda gözbebeği haline gelen gramofonlar, sadece geçmişin seslerini aktarmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekte bu sesleri dinletecek bir köprü görevi üstleniyor. Kendisinin de dediği gibi, “Her gramofon bir hikaye anlatıyor ve her hikaye, geleceğe taşınıyor.” Yılmaz Usta’nın tecrübesi ve gramofon sevgisi, antikacılık dünyasında önemli bir yer tutuyor ve onu yapmaya devam ettiği bu işte daha nice yıllar boyunca görmek, müzik tarihine olan tutkumuzu da tazelemeye devam ediyor.