Türkiye’nin Alanya ilçesinde 7 bin 300 gün önce kaybolan 16 yaşındaki İlayda, ailesinin ve sevenlerinin kalbinde hâlâ tazedir. Aile, kızlarının bulunması için her türlü yolu deniyor. Son olarak, yapay zeka destekli fotoğraf uygulamalarını kullanarak, İlayda’nın güncel yaşına uygun görüntülerini oluşturdu. Bu yenilikçi teknik, kaybolmuş kişilerin bulunmasına yönelik umut doğuruyor. Aile, yeni görüntülerle sosyal medya ve yerel haber kanallarında geniş bir kampanya başlatarak, İlayda’nın izini sürmeyi umuyor.
İlayda, Alanya'da 2008 yılında kaybolduğunda henüz 16 yaşındaydı. O günden bu yana her gün, ailesi ve arkadaşları, onu bulmak için çeşitli yollar denedi. Ancak, yıllar geçtikçe ümitler azalmaya başladı. Ancak İlayda’nın ailesi, toplumun dikkatini çekmek ve İlayda’nın unutulmamasını sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdürdü. Sosyal medya, aile için büyük bir destek kaynağı oldu. Bu platformlarda düzenledikleri çeşitli kampanyalar, kaybolanların ailelerine çare olmayı hedefliyor.
Kayıp kişilerin bulunmasına yönelik yeni teknolojilerin sağladığı imkanlar, aileler için umut verici bir gelişme. Bu bağlamda, yapay zeka destekli fotoğraf uygulamaları, kaybolan kişilerin güncel yaşına uygun görüntülerini oluşturma yeteneğiyle öne çıkıyor. İlayda’nın ailesi de bu teknolojiden faydalanarak, kızlarının olası gelişimini simüle eden yeni fotoğraflar oluşturdu. Bu yöntem, hem kişisel hem de toplumsal farkındalığı artırmayı hedefliyor.Yapay zeka ile üretilen güncel fotoğraflar, sosyal medya platformlarında paylaşılarak İlayda hakkında daha fazla bilgi edinilmesini sağlamak amacıyla geniş bir kitleye ulaştırılıyor. Aile, “Teknolojinin bize sunduğu bu imkânları kullanmak zorundayız. Kızımızın bulunması için her türlü çabayı göstereceğiz.” diye belirtiyor.
İlayda’nın kaybolduğu yer ve çevresi, yapılan ardışık çalışmalarla sürekli olarak araştırılıyor. Ancak, kaybolduğu günden bu yana geçen süre, her gün aile için daha fazla yük oluşturuyor. Ailenin sosyal medya kampanyası, İlayda’nın mutlaka bulunmasını ve toplumun bu konu üzerindeki duyarlılığını artırmayı amaçlıyor. Sosyal medya kullanıcılarından gelen destek her gün büyüyerek artıyor ve bu durum aileye moral kaynağı oluyor. Bazı destekçiler, sosyal medyada İlayda'nın görüntülerini paylaşarak, daha fazla kişinin farkındalığını artırıyor.
Aile, kayıpların bulunması noktasında teknolojinin önemini vurgularken, bu tür çalışmaların yaygınlaşmasının da “kayıp” kavramına dair toplumsal bir bilinç oluşturacağını düşünüyor. Teknolojinin sunduğu fırsatları değerlendiren aile, “İlayda’yı bulana kadar umudumuzu kaybetmeyeceğiz” diyerek kararlılıklarını gösteriyor. Toplumu bilinçlendirmek ve benzer vakalarda kaybolan bireylerin bulunduğunu göstermek, bu tür çalışmaların desteklenmesi gerektiğine inanan aileler için oldukça önemli.
Yapay zeka çalışmaları, ailelere daha fazla umut verirken, aynı zamanda toplumsal bir farkındalık için de önemli bir adım oluyor. Ancak, bu durumun yalnızca kayıplarla sınırlı kalmaması gerektiğini belirtmekte fayda var. Kayıp vakalarının önlenmesi, toplumun bu konuya duyarlı yaklaşması ve psikolojik destek sistemlerinin geliştirilmesi gibi faktörler de önem taşıyor. Dolayısıyla, İlayda’nın hikayesi yalnızca bir kayıp vakası olmaktan öte, kaybolan bireylerin geri getirilmesi ve toplumun bu konudaki bilincinin artırılması için bir fırsat sunuyor.
Bu yeni yaklaşımlar, toplumda kayıpların bulunması konusundaki yenilikçi fikirleri ve savunuculuk çalışmalarını teşvik ediyor. Aileler, kaybolan sevdiklerine ulaşabilmek adına tüm teknolojik imkânları kullanarak, toplumun bilinçlenmesini sağlıyor. Daha fazla ses getirebilmek için, dikkat çekici kampanyalar başlatan ailelerin çabaları, elbette sadece kaybolan bireyler için değil, aynı zamanda toplumun her kesiminden bireyler için de büyük bir fark yaratarak, desteklerin artmasına yardımcı oluyor.
7 bin 300 gün boyunca bekleyen bir ailenin hikayesi, her gün yeni umut ve destek arayışlarıyla dolu. İlayda’nın kaybolduğunun üzerinden yıllar geçse de, umudun hiç bitmediğini gösteren bir örnek teşkil ediyor. Yapay zeka ve sosyal medyanın sunduğu imkânlar, belki de kayıpların geri getirilebileceği ve umutların yeşerebileceği yeni yollar açıyor.