Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son dönemde medyada yaşanan provocatif haber ve söylemlere yönelik sert eleştirilerde bulundu. Erdoğan, “Milleti provoke eden gazeteci olmaz” ifadeleriyle konuşmasında bu tür davranışların toplumda birliğe zarar verdiğini vurguladı. 18 Ekim'de düzenlenen etkinlikte basın mensuplarına hitap eden Erdoğan, gazetecilerin sorumluluklarına dikkat çekti ve toplumda kutuplaşmayı artıran, yanlış bilgilendirmeler yapan medya organlarını hedef aldı. Konuşmasında, gazeteciliğin doğru bilgi verme üzerine kurulu olması gerektiğini belirten Erdoğan, bu ilkelerden sapmanın kabul edilemeyeceğinin altını çizdi.
Erdoğan’ın açıklamaları, Türkiye'de sıkça gündeme gelen medya etik sorunlarına yeni bir boyut kazandırdı. Özellikle bazı medya kuruluşlarının asılsız haberlerle toplumda korku ve endişe yarattığı, siyasi gerginlikleri artırdığı sıklıkla eleştirilen konular arasında yer alıyor. Cumhurbaşkanı, gazetecilerin meslek ahlakına uygun hareket etmesi gerektiğini vurgularken, milleti provoke eden ve gerçek dışı bilgilerle kamuoyunu yanıltan şahısları ve kuruluşları açık bir şekilde eleştirdi. Bu durum, özellikle sosyal medya platformlarında hızla yayılan yalan haberlerin önüne geçilmesi gerektiği konusunda önemli bir hatırlatma oldu.
Erdoğan'ın bu sert çıkışı, yalnızca mevcut durum üzerine değil, aynı zamanda gelecekteki medya ilişkileri ve gazetecilik anlayışına dair de önemli mesajlar içeriyor. Özgür basın ilkesi elbette önemlidir, fakat bu özgürlüğün sorumlulukla birleşmesi gerektiği unutulmamalıdır. Basın mensuplarının, yaptıkları haberlerin sonuçlarını düşünerek hareket etmeleri gerektiği ifade edildi. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen olaylar, ilan edilmiş olan gazetecilik standartları ve mesleki etik ilkelerinin ihlaline örnek teşkil ediyor. Bu durum, Türkiye'deki medya camiasının daha dikkatli ve etik değerlerle hareket etmesini zorunlu hale getiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konudaki açıklamaları, Türkiye’de gazetecilik mesleğinin geleceği için de bir dönüm noktası olabilir. Medyanın sadece bir haber iletme aracı değil, aynı zamanda sorumluluk taşıyan bir aktör olduğunun farkına varılması, gelecekte daha sağlıklı bir medya ortamının yaratılmasına katkı sağlayacaktır. Sonuç olarak, Erdoğan'ın "Milleti provoke eden gazeteci olmaz" ifadesi, sadece güncel bir eleştiri değil, Türk medyasının yönelmesi gereken bir yol haritası niteliği taşıyor.