İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönelik yapılan ayrıntılı soruşturmalar hız kazanırken, süreçle ilgili ciddi gelişmeler yaşanıyor. Son olarak, İETT Genel Müdürü dahil olmak üzere toplamda 25 şüphelinin adli makamlara sevk edildiği öğrenildi. Bu durum, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Şehir içi ulaşımda önemli bir rol oynayan İETT'nin genel müdürü gibi üst düzey bir ismin soruşturma kapsamına alınması, İBB'nin içinde bulunduğu idari sürecin ne kadar derinleştiğinin bir göstergesi.
İBB hakkında başlatılan soruşturma, kamu kaynaklarının kötüye kullanımı, usulsüz ihaleler ve mali disiplin ihlalleri gibi ciddi suçlamalarla ilgili. 2023 yılının başlarından itibaren yürütülen özel bir inceleme, İBB’nin çeşitli departmanlarında ve özellikle ulaşım alanında yapılanları mercek altına almış durumda. Özellikle İETT'nin yönetiminde yaşanan bazı anormal durumlar, yetkililerin dikkatini çekmişti. Soruşturmalar, vergi kayıplarını ve vatandaşların cüzdanına etki eden suistimalleri gün yüzüne çıkartmayı amaçlıyor. Araştırmalar sonucunda yapılan tespitler, müşterek çıkarların nasıl ihlal edildiğine dair önemli bilgiler sağlıyor.
Özellikle ulaşım alanındaki büyük harcamalar ve ihale süreçleri, kamuoyunda kaygı yaratıyordu. Birçok İstanbullu, IETT’nin yönetiminde görülen bazı aksaklıkların ve hizmet kalitesindeki düşüşün ardında başka sebepler olduğuna inanıyordu. Ayrıca, bu soruşturmanın, İBB’nin son yıllarda aldığı krediler ve mali yükümlülükleriyle ilgili de etkileri olabileceği belirtiliyor. Bunun yanı sıra, yerel yönetimlerin siyasetine yönelik eleştiriler de sıkça dile getiriliyordu. Tüm bu denklem içinde İETT Genel Müdürü’nün adli sürece dahil edilmesi, sonuçlarının çok yönlü olacağını gösteriyor.
İETT Genel Müdürü’nün yanı sıra adliyeye sevk edilen diğer 24 şüphelinin kimler olduğu konusunda ise henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Söz konusu kişilerin sayısının yüksek oluşu, olası bir hierarşinin nasıl işlediğine dair pek çok sorunun ortaya atılmasına neden oluyor. Soruşturma sürecinde, tüm belgelerin incelendiği, dijital verilerin elden geçirildiği ve tanık ifadelerinin alındığı bildiriliyor. Adli süreç her ne kadar yürütülsede, kamuoyundan gelen tepkilerin de ölçülmesi adına şeffaflık önem arz ediyor. Özellikle İBB başkanlığı için yarışan siyasilerin bu gelişmelere dair ne tür açıklamalar yapacağı, siyasetin gidişatını da etkileyecek gibi görünüyor.
Sonuç olarak, İBB soruşturmasında yaşanan bu yeni gelişmeler, yalnızca İstanbul’un değil, Türkiye’nin en büyük metropolünün idaresi açısından kritik bir dönemeçte olduğuna işaret ediyor. Halk, yöneticilerin hesap verebilirliğini ve şeffaf yönetimi talep ederken, bu süreçte nelerin yaşanacağı merakla bekleniyor. İBB’nin genel işleyiş şekli gözler önüne serilirken, bu soruşturmanın sonuçları, gelecekteki yönetim politikalarını etkileyecek gibi görünüyor.